Reinke Ödemi
Ses kıvrımları arasında boşluklar bulunmaktadır. Bu boşluklar ilk olarak 1895 yılında Reinke tarafından keşfedilmiştir. Bu sebeple de günümüzde bu boşluklara Reinke adı verilmektedir. Reinke boşluğunun sesleri üretimindeki rolü ise son derece önemli olmaktadır.
Reinke Ödemi Nedir?
Normal şartlarda hava ile dolu olan bu boşluklar çeşitli nedenlerden dolayı sıvı ve jelatinöz kıvamında bir madde ile dolabilmektedir. İşte bu duruma Reinke ödemi adı verilmektedir.
Reinke Ödeminin Nedenleri Nelerdir?
Reinke ödemine neden olan faktörlerin en önemlisi sigara kullanımı, reflü hastalığı ve sesin yanlış bir şekilde kullanılmasıdır. Bu etkenlerin yanında hipotiroidi gibi hormonal değişimler ve alerji gibi etkenler de reinke ödemine neden olabilmektedir.
Reinke Ödeminin Belirtileri Nelerdir?
Reinke ödeminin en karakteristik belirtileri arasında ses kısıklığı ve ses tonunun kalınlaşması olmaktadır. Bunların yanında hastalar boğazlarını sık sık temizleme ihtiyacı duyar. Reinke ödeminin diğer belirtileri arasında ses perdesinin düşmesi ve ses yorulmaları bulunmaktadır. Bu hastalığın bulunduğu kadınlar telefon görüşmelerinde sıklıkla bir erkek sesi sanılmaktadır.
Reinke ödeminin erken evre belirtilerinin yanı sıra ileri evre belirtileri de bulunmaktadır. Bu belirtilerin en başında ise nefes darlığı gelir. Hastaların genellikle ses kısıklığı ve değişimi sebebi ile uzmanlara başvurmaktadır.
Reinke Ödemi Nasıl Teşhis Edilir?
Reinke ödeminin teşhisi genellikle klinik ortamda hemen yapılabilmektedir. Özellikle ses tellerinin görüntülenmesi için kullanılan endoskopi sayesinde kısa süre içerisinde teşhis alabilen bir hastalıktır. Yapılan endoskopinin ekran görüntülerinde ise hastanın ses telleri olduğundan çok daha kalın görülmektedir. Ses tellerinde görülen bu kalınlaşma genellikle çift taraflı olmakla birlikte bazı hastalarda tek taraflı olarak da görülebilmektedir.
Reinke Ödeminin Tedavisi Nasıl Yapılır?
Reinke ödeminin tedavisinde odak nokta hastaların yaşam şekilleri olmaktadır. Bu yüzden tedavinin planlanması için hastaların yaşam tarzlarının ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu değerlendirmeden sonra ise gerekli tedavi ve alınması gereken önlemlere hasta ile birlikte kulak burun boğaz uzmanının karar vermesi gerekir. Özellikle sigara kullanımının hastalığın temel nedeni olmasından dolayı hastaların sigarayı bırakmaları gerekmektedir. Bazı hastalar bu değişiklikleri kabul etmemekte ve reinke ödemi ile birlikte yaşamayı öğrenmektedir. Ancak hasta cerrahi müdahaleyi düşünüyorsa öncelikle hayatındaki değişiklikleri yapma konusunda ısrarcı olması gerekmektedir.
Reinke ödemi tedavisinin sağlanabilmesi için öncelikle hastalığa neden olan alt etmenlerin ortadan kaldırılması gerekmektedir. Bu sebep eğer sigara ise hastanın sigarayı bırakması gerekir. reinke ödemine neden olan hastada reflü bulunması ise o zaman hastanın reflünün tedavisi için gerekli olan yaşam değişimlerini yapması ve mide asitinin kontrol altına alınması için antiasit ilaçlarını kullanmaya başlaması gerekmektedir. Eğer sesin yanlış veya aşırı kullanımından kaynaklanıyorsa o zaman sesin doğru bir şekilde kullanmayı ve sesi dinlendirmeyi öğrenmeleri gerekmektedir. Tüm bu önlemler alındıktan sonra ise reinke ödeminde ciddi gerilemeler olacaktır. Ancak bu aşamada ses eski haline tam anlamı ile dönmemektedir.
Sesin yeniden eski haline dönmesi için cerrahi tedavi seçeneklerinden faydalanılması gerekmektedir. Özellikle sesini profesyonel bir şekilde kullananlar ve sosyal veya iş ortamlarında sesini yoğun olarak kullanan kişiler genellikle cerrahi seçenekleri değerlendirmektedir.
Cerrahi tedavi seçeneği ise fonomikrocerrahi olarak adlandırılan ve ses boşluğunda bulunan jelatinöz maddenin alınması için gerçekleştirilen cerrahi işlem olmaktadır. Ancak reinke ödemi ameliyatından sonra hastaların seslerini tam olarak dinlendirmeleri gerekmektedir. Bu döneminde ki hastaların tam olarak sessizliğe bürünmeleri ve operasyon yapılan bölgedeki yaraların iyileşmesi için ses tellerinin hiçbir şekilde kullanılmaması gerekmektedir.
Ameliyat sonrasında ses ellerinin dinlendirilme süresi sona erdikten sonra hastalardan normal ses tonlarından daha ince ve zayıf bir ses tonuna sahip olmaları normal ve beklenen bir durum olmaktadır. Sesin kendi tonuna gelmesi için ses tellerinin tamamen iyileşmesi gerekmektedir. Daha sonrasında hastalar kendi seslerine kavuşmaktadır.
Ameliyat ve istirahat sonrasında hastalara genellikle ses terapisi önerilmektedir. Bu sayede hastalar kendi seslerine daha çabuk kavuşurlar. Ameliyat sonrasında uygulanan bu rehabilitasyon ile hem işlem görmüş ses telinin tekrar işlevini öğrenmesi hem de daha sonrasında hastaların seslerini doğru bir şekilde kullanmayı öğrenmesini sağlamaktadır.