Peritonsiller Apse
Yetişkinlerde sıklıkla görülen peritonsiller apse, bademcik zarı ile boğaz arasında kalan yumuşak dokunun iltihaplanması olarak açıklanmaktadır. İlk belirtileri 2 ile 7 gün arasında süren peritonsiller apse, genellikle boğaz ağrısı ile başlamaktadır. Daha sonrasında boğaz ağrısını ateş, titreme ve halsizlik gibi belirtiler takip etmektedir. İleri belirtilerinde ise çene kaslarının kasılması sebebiyle alt çenenin açık kalması, ağrılı yutkunma ve ağrılı yutkunma sebebiyle hastaların ağız köşelerinden salya akması görülmektedir. Ayrıca hastalarda konuşma güçlüğü de görülmektedir. Hastaların sesleri boğuk, kalın ve kaba olarak değişmektedir. Peritonsiller apsenin diğer belirtileri ise klinik belirtiler olmaktadır. Işık ve dil basacağı ile hastanın ağzına bakılması durumunda bir taraftaki bademciğin şiştiği ve bu sebeple de küçük dilin şişme olmayan tarafa doğru eğildiği görülmektedir. Bunların yanında bademcik üzerinde beyaz noktalara veya kalın beyaz renkli bir zar görülmektedir. Bunların yanında şişliğin olduğu taraftaki lenf nodlarında şişme görülür ve lenf nodlarına bastırınca ağrı hissedilir.
Peritonsiller Apse Nasıl Teşhis Edilir?
Ağız içerisinde üreyen ve çevreden edinilen bakteriler sebebi ile oluşan peritonsiller apsenin teşhisi için genellikle klinik muayene yeterli olmaktadır. Ancak boğazda görülen tek taraflı şişme durumunda peritonsiller selülit ve peritonsiller apseden şüphelenilmektedir. Teşhisin doğrulanması için ise iğne ile olan bölgeye giriş yapılır. Eğer iğne deliğinden irin geliyorsa o zaman peritonsiller apse olduğu kanıtlanmış olur. İğne deliğinden irin gelmemesi durumunda ise deride irin olup olmadığı bilgisayarlı tomografi ile incelenmektedir.
Peritonsiller Apse Nasıl Tedavi Edilir?
Peritonsiller apse tanısı alan kişilere öncelikle muayene sırasında şişliğin üzerine neşter ile küçük bir kesi açılarak irinin boşaltılması sağlanmaktadır. Bu işleme drenaj adı verilmektedir. Daha sonrasında ise hastalar antibiyotik tedavisine başlatılmalıdır. Aksi halde iltihap kendisini yenilemektedir. Hastalığın şiddetine göre hem oral hem de enjeksiyon antibiyotikler kullanılmaktadır. Hastalığın sık sık tekrar etmesi durumunda ise o bölgedeki bademcikler genellikle alınmaktadır.