Otoskleroz

Otoskleroz

Otoskleroz hem orta kulak hem de iç kulak kireçlemesi için kullanılan ortak bir terim olsa da her iki kireçlenme birbirinden tamamen ayrıdır ve ilişkileri bulunmamaktadır. Otoskleroz temel olarak iç kulak kireçlenmesi olmaktadır ve işitme kaybının en sık görülen sebeplerinden biri olmaktadır.

İç Kulak Kireçlenmesi Nedir?

İç kulak kireçlenmesinin tanımı ise üzengi kemikçiğinin iç kulağa komşu olan duvarının kireçlenmesi ve bu sebeple de üzenginin görevini yerine getirememesi olmaktadır. Üzengi görevini tam olarak yerine getiremediği için de ses dalgalarının iç kulak sıvılarına yeterince iletilmesi mümkün olmamaktadır. Bu aşamadaki iç kulak kireçlenmelerinde iç kulak hala sağlıklıdır. Ancak hastalığın ilerlemesi durumunda kireçlenme iç kulak duvarını da etkilemekte ve işitme sinirlerinin zarar görmesi söz konusu olmaktadır.

İç Kulak Kireçlenmesi En Çok Kimlerde Görülür?

Otoskleroz hastalığı genellikle genetik geçişli bir hastalık olarak görülmektedir. Özellikle genç ve orta yaşta ki kadınlar risk grubunu oluşturmaktadır. Diğer bir yandan hamileliğe bağlı olarak değişen hormon düzeylerinin de hastalık üzerinde etkili olduğu düşünülmektedir. Kesin olarak nedeni belirlenemese de virüs kaynaklı enfeksiyonların da kireçlenmeye neden olduğu düşünülmektedir.

İç Kulak Kireçlenmesinin Belirtileri Nelerdir?

Otosklerozun en temel belirtisi olarak bir veya her iki kulakta yavaş yavaş ortaya çıkan işitme kaybı olmaktadır. İşitme kaybının düzeyi ise kireçlenmenin düzeyi ile paralellik göstermektedir. Kadınlarda daha sık görülen otoskleroz aynı zamanda 15- 45 yaş aralığında daha fazla görülmektedir. Hamilelik dönemlerinde ki kadınlarda hastalık daha hızlı bir şekilde ilerlerken baş dönmesi ve denge problemlerinin yaşanmaya başlaması da söz konusu olmaktadır.Otosklerozun diğer belirtileri arasında çınlama, baş dönmesi ve denge problemleri de bulunmaktadır.

İç Kulak Kireçlenmesi Nasıl Teşhis Edilir?

Otosklerozun teşhisi ise fiziki muayene ile sağlanamamaktadır. Çünkü fiziki muayenede her şey normal görünmektedir. Ancak işitme kaybı testlerinde, işitme kaybının derecesi ve işitme kaybının hangi bölgeden kaynaklandığı tespit edilebilmektedir. Tomografi ya da MR gibi görüntüleme yöntemlerinde görünmeyen otoskleroz diğer kulak hastalıklarını ayırt edilmesi için uygulanmaktadır.

İç Kulak Kireçlenmesi Nasıl Tedavi Edilir?

Otoskleroz hastalarının genel sağlıkları bu hastalıktan etkilenmemektedir. Ancak hastalar duygusal olarak zor durumda kalabilmektedir. Otoskleroz tedavisi bulunan bir hastalıktır ve hastalığın şiddetine ve hastaların tercihlerine göre planlanmaktadır. Hastalığı yeni başlayan hastalar işitme testleri ile takip edilmektedir. İlerlemiş durumda hastalarda ise cerrahi seçenekler ve işitme cihazları ile rehabilitasyonlar bulunmaktadır. Bunların yanında hastalığın ilerlemesinin yavaşlatılması için sodyum florür gibi ilaç seçenekleri bulunsa da genellikle tercih edilen tedavi seçeneklerinden olmamaktadır.

Hastaların ameliyat seçeneğini değerlendirmesi durumunda ise öncelikle orta kulak ile kemikçiklerin kulak zarının arkasından gözlemlenir ve üzengi kemiğinin hareket kabiliyetinin test edilir. Bu aynı zamanda kireçlenmenin kesin tanısı da olmaktadır. Eksploratif timpanotomi denilen yöntemle ameliyatı gerçekleşen kireçlenmede ki bir sonraki adım ise hareket kabiliyeti kısıtlanmış olan üzengi kemiğinin çıkarılarak yerine metal ya da teflondan yapılan protezler konulmaktadır. otoskleroz ameliyatları genel ya da lokal anestezi altında gerçekleşmektedir.

Ameliyat sonrasında komplikasyon olasılığı ise son derece azdır. Ancak ameliyattan sonra birkaç gün süresince baş dönmesi olabilir. Ameliyat sonrasında görülebilen komplikasyonların içerisinde ise işitme kaybının kaybedilmeye devam etmesi, kulak zarında delik oluşması yüz sinirlerinin zedelenmesi, orta kulak iltihabı protezin yerinden çıkması bulunmaktadır.

Ameliyat sonrasında hastaların dikkat etmesi gereken bazı noktalar bulunmaktadır. Bu noktalara özellikle ameliyattan sonraki erken dönemde dikkat edilmesi gerekmektedir. Hastaların ameliyat sonrasında dalış yapmaması, uçağa binmemesi ve öksürmemesi gerekmektedir.