Kulak Kiri (Buşon)
Dış kulak yolunda bulunan özel salgı bezlerinden salgılanan özel bir salgı sayesinde havada bulunan toz parçacıkları ve kumlar kulak zarına zara vermeden önce dış kulak yolu üzerinde durdurulmaktadır. Genellikle zamanla bu salgı kurur ve kulak kepçesine doğru kayar. Bu alandan da temizlenerek dışarı atılmış olur. Dış kulak yolunda kuruyan ve biriken birikintiye de kulak kiri yani buşon denmektedir. Buşonlar aslında kirlilik değil, vücudun bir savunma mekanizması olmaktadır. Ancak halk arasında kulak kiri olarak adlandırılmaktadır.
Kulak genelde kendi kendini temizleyen bir organ olmaktadır. Bu temizleme kulak zarından başlayarak hem kulak kirlerinin hem de kulakta yer alan ölü hücrelerin arkadan gelenler sayesinde kulak kepçesine atılması ile gerçekleşmektedir.
Kulak salgısının bulunduğu yer ise kulak yolunun dış kısmı olmaktadır. Bu sebeple dış kulak yoluna kulak çubuğu ya da yabancı bir cismin sokulması kulak salgısının kulak zarına doğru itilmesine neden olmaktadır. Bu sebeple de bu yöntemler kullanılarak kulakların temizlenmesi mümkün olmamaktadır. Bunun yerine sadece kulak kiri zara doğru itilmiş olur.
Kulağa yabancı bir cisim sokulmasının bir diğer handikapı ise hem dış kulak yoluna hem de kulak zarına zarar verme ihtimalinin bulunmasıdır. Yabancı cisimler dış kulak yolunu tahriş edebileceği gibi kulak zarının yırtılmasına da neden olmaktadır. Kulak zarının yırtılması ise her zaman anlaşılabilen bir durum değildir. Kulak zarını besleyen damarların zarar görmesi ise kulak enfeksiyonlarının sık aralıklarla yaşanmasına neden olmaktadır.
Tozlu ve kirli ortamlarda çalışan insanlar ile salgının koyu olduğu kimselerde bu salgılar dış kulak yolunda birikebilmektedir. Bu birikintilerde dış kulak yolunun kapanmasına neden olmaktadır. Ancak kulak salgısı dış kulak yolunun korunması için son derece önemli olmaktadır. Salgıların yetersiz olduğu durumlarda ise dış kulak yolu kurur, kaşıntıya neden olur ve havada bulunan cisimlerin kulak zarına daha kolay bir şekilde ulaşmasını sağlar.
Kulak kiri birikmesi genellikle herhangi bir belirti vermemektedir. Bu sebeple de rutin kulak burun boğaz muayenelerinde ortaya çıkmaktadır. Kulak kirinin bir veya iki kulağı birden kapadığı durumlarda ise hastalarda ani işitme kayıpları yaşanabilir. Ayrıca kulakların çınlaması, ağrı, kaşıntı ve dolgunluk hissi gibi belirtilerde verebilmektedir. Kulak kiri yaşayan hastaların işitme kayıpları ise klinik olarak belirlenmektedir. Çünkü yaşanılan işitme kayıplarının dereceleri farklı olmaktadır. Hastaların işitme kaybı yaşaması ise sosyal izolasyona neden olacağı için psikolojik problemler yaşamalarına neden olabilmektedir.
Kulak kiri tanısı klinik muayene ile konulduktan sonra çeşitli tedavi seçenekleri bulunmaktadır. Hangi seçeneğin uygulanacağına ise hekim, hasta ve klinik şartlar belirlemektedir.
Kulak kiri tedavi seçenekleri arasında öncelikle serumenolitik damla kullanımı bulunmaktadır. Ayrıca damla kullanarak veya damla kullanmadan gerçekleştirilen su ile yıkama gibi bir seçenek de tedavi içinde bulunmaktadır. Kulak aspirasyonu ve küret ile çıkarma da buşonların temizlenmesinde uygulanan tedavi seçenekleri olmaktadır.
Bazı hastalarda buşon hemen çıkarılmamaktadır. Bu durumlarda öncelikle kirlerin yumuşaması için hastaların damla kullanması gerekmektedir. Daha sonrasında ise büyük bir çoğunlukla aspirasyon uygulaması yapılmaktadır. Bu sayede gerçekleştirilen işlem çok daha sorunsuz bir şekilde sona ermektedir.
Tedavide bir diğer seçenek olan kulak lavajı ise hem damlayla hem de damlasız olarak uygulanmaktadır. Her hasta için uygun olmayan bu yöntemin uygulanmasında son derece nazik davranmak gerekmektedir.
Halk arasında bilinenin aksine kulakların yıkatılması alışkanlık oluşturmamaktadır. Kulak salgısı koyu olan, tozlu ortamlarda bulunan ve kulağın temizleme mekanizması yeterince iyi olmayan kişilerde kulak kiri birikmesi kendiliğinden kronikleşmiş bir durum olmaktadır. Bu sebeple de bu hastaların kulak kirlerini düzenli olarak temizletmeleri gerekmektedir. Bu kişilerin genellikle 6 ay ile 1 yıllık aralıklarla kulaklarını yıkatmaları önerilmektedir.